FOTOĞRAF
ÇEKMEYE BAŞLARKEN
Fotoğraf çekmek pek çok kişiye bir düğmeye
basmak kadar basit görünebilir. Fotoğrafını çekmek istediğiniz şeyi -yani
konunuzu- karşınıza alır deklanşöre basarsınız görüntü iyi veya kötü
kaydolmuştur.
Fotoğrafa ilgimiz arttıkça yada bilgimiz
artmaya başlayınca işin bu kadar basit olmadığını anlamaya başlarız. İşi
kolaylaştırmak için burada bazı pratik reçeteler vermek istiyorum. Bunların
sadece başlangıç için gerekli olduğunu bu bilgilerin ışığında kendi yolunuzu
kendiniz çizmeniz gerektiğini unutmayın. İşte deklanşöre basmadan önce
cevaplamanız gereken iki küçük soru.
Önce kendimize çekmekte olduğumuz fotoğrafı
neden çektiğimizi sormalısınız. Cevabınız güzel bir manzarayı başkaları ile
paylaşmak ya da bir anı ölümsüzleştirmek isteği ya da çok başka bir şey
olabilir ama her fotoğrafın bir çekiliş amacı olduğunu unutmamalısınız.
ikinci olarak kendinize konu ile ilgili
sorular sormalısınız. Portresini çektiğim bu insan nasıl biri? Bu yer bana ne
ifade ediyor? Bu manzara neden bu kadar güzel? Sorunun cevabı fotoğrafta
istediğiniz duygusal boyutu yakalamanıza yardımcı olacaktır.
Işığın kalitesi ve zaman fotoğrafın ifadesi
üzerinde etkili olacağını aklımızda tutmalıyız. Örneğin gün doğuşunun kırmızı
ışığını romantik duyguları, soğuk gri ve kapalı bir gökyüzünü karamsarlığı
anlatmak için kullanılabilir.
İKİ BOYUTLU GÖRMEK
Aralarında belli bir uzaklık olan iki gözle
gördüğümüz için yaşadığımız dünyayı üç boyutu algılayabiliriz. Fotoğrafın ise
sadece iki boyutu vardır, uzunluk ve genişliği doğrudan, derinliği ise sadece
perspektifle gösterir. Bu nedenle gözlerinizle baktığınızda çok açık görünen
bazı şeyler fotoğrafta anlamsız görünebilir. Bu sorunu dünyayı fotoğraf
makinenizin gördüğü gibi iki boyutlu görmeye çalışarak çözebilirsiniz.
Gözlerinizden birini kapatıp ellerinizi bir çerçeve oluşturacak şekilde
gözünüzün karşısına getirin ve çekeceğiniz fotoğrafın çerçevesini bulmaya
çalışın. Bir şeye benziyormu? Eğer hoşunuza gitmedi ise bulunduğunuz yeri,
fotoğrafı çekmeyi tasarladığınız açıyı değiştirip tekrar deneyin. Uygun yeri
bulduktan sonra fotoğrafı çekin.
IŞIK
Bildiğiniz gibi, ışık olmadan fotoğraf olmaz.
Peki çekeceğimiz fotoğraflar için doğru ışığı nasıl anlayacağız. Bunun için
ışığı hem yönü şiddeti ve kalitesi ile hem de sensörümüzün onu algıladığı
biçimde görmeye alışmalısınız.
a)lşığın yönü
Işığın yönünü dokuları ortaya çıkartmak veya
onları yok etmek için kullanabilirsiniz. Fotoğraf çekerken sizin ve tabi
makinanızın arkasından ve üstten gelen ışık fotoğrafların boyutsuz yani
"düz" olmasına sebep olur çünkü böyle bir ışıkta ne gölge ne de doku
oluşmaz. Oysa konuya yandan yaklaşık 45 derecelik bir açı ile gelen ışık
nesnelerin formlarının ve ayrıntıların daha iyi görünmesini sağlar. Konunun
arkasından gelen ışık ise fotoğrafın çekilen nesnenin çevresinde ışıktan bir
kontur oluşmasına sebep olur ve siluetleri ortaya çıkarır.
b)Sert ışık, yumuşak ışık
Sert ışık güneş, yada makinemizin üstüne
taktığımız flaşlar gibi noktasal ışık kaynaklarından gelir. Bu tür ışığın
gerçekçi görüntüler yarattığı söylenir.
Yumuşak ışık ise ışığı dağıtan bir ışık
kaynağından gelir. Bu tür ışığa en iyi örnek binaların içinde endirek
aydınlatma, dışarıda gölge yerler veya bulutlu bir gökyüzünden süzülüp gelen
ışıktır. Romantik portreler ve yumuşak manzara fotoğrafları için en uygun
ışıktır.
c) Işığın rengi
Işığında bir rengi vardır ve sensörümüz bunu
gözümüzden daha farklı algılar. Bu nedenle makinelerimizde ışığın renginin
doğru algılanabilmesi için bir beyaz dengeleme ayarı (white balance) konulmuştur.
Eğer ortam ışığının kalitesi konusunda hiç
birşey bilmiyorsak veya ortamda gün ışığı, floresan lamba ışığı gibi farklı
renklerdeki ışıklar karışıyorsa bu ayarı daima otomatikte tutmak faydalı
olacaktır.
Kendinizi ışığın kalite ve kantitesini algılayacak
şekilde geliştirmelisiniz. Fotoğraf çekmeye karar verdiğinizde sadece konuyu
değil onun üzerindeki aydınlık ve karanlık bölgeleri de algılamaya çalışın
unutmayın ki ışık ve gölge de şekiller kadar kompozisyonun parcasıdırlar.
FOTOĞRAF ÇEKMEK İÇİN DOĞRU YER
Çoğumuz fotoğraf çekerken ayakta dururuz. Bu
her zaman o konunun fotoğraflanması için en uygun yer olmayabilir. Başka
açıları da denemelisiniz. Profesyonel fotoğrafçıların zaman zaman makinelerinin
bakaçlarından bakarken yerlerde süründüklerini ya da bir şeylerin üstüne çıkıp
konuyu daha yukarıdan görmeye çalıştıklarını görmüşsünüzdür. İlk bakışta
yaptıkları komik görünse de onlar fotoğrafları için en uygun açının arayışı
içindedirler.
Bizde fotoğraflarımızı çekerken konuya en
uygun açıyı bulmalıyız. Aşağıdan çekilmiş bir fotoğraf ağaçları insanları ve
binaları daha uzun gösterir ve konuyu gökyüzüne oturtacağından zamana zaman
arkada oluşacak tatsız fon görüntülerinden bizi kurtarabilir. Yüksek bir bakış
açısı bizi bulutlarla kaplı bir gökyüzünün karamsarlığından kurtarabilir.
Fotoğrafı çekmeden önce konunuz etrafında
dolaşın, ona daha yüksekten daha alçaktan, yandan bakabileceğiniz her açıdan
bakmaya çalışın. Fotoğrafı uygun açıyı bulduğunuza karar verdiğinizde çekin.
Fotoğrafı çekerken doğru kadraj önemlidir.
Fotoğraflarınızın başarılı olmasının temel şartlarından biri konunun karenin
içinde doğru biçimde yerleştirilmesidir. Elbette fotoğraflarımıza bilgisayarda
müdahale edebiliriz, ama bu da herzaman başarıyı garanti etmez. Bu nedenle
yapılması gereken şey kompozisyonu çekim esnasında doğru yapmaya çalışmaktır.