Cuma, Mart 22

FOTOĞRAF HAKKINDA

Fotoğraf sanat dalları arasında hayatımızı en çok etkileyenlerden biri belki de birincisi.
Fotoğraf olmadan bir dergi, bir gazete, bir internet sayfası düşünmek mümkün mü? Fotoğrafla o kadar iç içeyiz ki nüfus kağıdımızda, pasaportumuzda ve ehliyetimizde mutlaka bir fotoğrafımız var.
Fotoğraf aynı zamanda görsel hafızamızın da bir bölümünü oluşturuyor. Yaşadıklarımızı gördüklerimizi başkalarına aktarmanın, güzellikleri paylaşmanın en etkili yolu yine fotoğraf. Usta fotoğrafçılar fotoğrafın bir dil olduğunu söylüyorlar. Kendi konuştuğumuz dili hepimiz biliyoruz ve kullanıyoruz. Ama yazdıklarımızın bir sanat eseri olabilmesi için dilimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor ve anlatmak istediğimiz şeyler olmalı. Fotoğrafta da durum farklı değil. Fotoğraf dilini etkili kullanmak için fotoğrafı iyi bilmemiz ve söyleyecek sözümüz olması gerekiyor. Kendimizi geliştirmek için, bir filmi izler, bir romanı okur gibi ustaların fotoğraflarını da izlememiz gerekiyor. Oysa fotoğraflar sinema gibi salonlarda gösterilmiyor, romanlar gibi kitapçıda satılmıyor. Fotoğraf albümlerini izlemek orijinal fotoğraflara bakmak kadar doyurucu değil. Sanat başlı başına bir eğitim aracı olduğuna göre sergiler de okullar sayılır. Yani toplumun sanat yoluyla eğitilmesinin sağlandığı yerlerdir. Tıpkı konser salonları, tıpkı müzeler gibi.
Yazıyı bir kere daha okuyunca bir düzeltme yapmayı uygun gördüm. Yazıdan vesikalık fotoğrafların da sanat olduğu izlenimi çıkıyor gibi geldi bana. Vesikalık fotoğrafların sanat olmadığı aşikar, değil mi?.
Bu karışıklık fotoğrafın birçok şapkası oluşundan kaynaklanıyor. Sanat bu şapkalardan sadece biridir. Görsel hafızamızı oluşturan fotoğraflar en az sanat fotoğrafları kadar önemlidirler...